Bu Blogda Ara

20 Ekim 2016 Perşembe

YÜREĞİM FERAHLADI


17 Ekim 16

SABAH
Günlerden beridir yüreğimde bir sızı var.
En çok sevdiğim varlığıma hakaret ettim sanki. Sanki diyorum: Hakaret değil miydi o yazdıklarım.
ÖĞLE: Kızım dedim, siz de: “Senin kızın yok ki!” diyeceksiniz. Belki de hakkınız var, ama ben de; “manevi kızım..” derim.

AKŞAM
Neden yazdım o hakaret içeren iki kelimeyi? Neden, “Sana küstüm” dedim. Masum bir insana, hiçbir şeyden habersiz birine bu söylenir mi? Hani o bir yazısında: “Ne çok acı var, evet ne çok acı var.. Ne çok zorluk…” diyordu ya...
Düşünmeden, pat diye yazdığım o kelimeler günlerdir yakıyor beni.
Şöyle düşündüm: Beni öfkelendiren nedeni tahmin etmek güç hatta imkânsız. İmkânsız ama… Günlerden beri bir şeyleri yanlış anlamam, yüreğimde oluşun şeytani yanlış duyguları yenememem gazabıma neden oldu. Ben de dedim işte o muzur cümleyi.
Kızıma: “Sana küstüm,” dememden ötürü özür beyan etmek benim hakkım.
-------
NOT
1. Sanırım, o yazıdan beri sosyal medyaya girmiyor, girse de çok seyrek….
2. Duydum ki, dediklerimden dolayı beni affetmiş, hatta özür dileyecek bir şey değil dedikleri, demiş.

* Bunları duydum ya, derin bir oh çektim. Yüreğim ferahladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder