Bu Blogda Ara

7 Ocak 2012 Cumartesi

ANA BABA VE BEN

 


Tereddüt etmeden, mevsimin sıcağına rağmen (yola koyularak) geçen Ramazan olduğu gibi bu sene de Kadir gecesini babamla- annemle birlikte geçirmek içindi çabalarım.

*

15 eylül 2009 akşamı iftara dakikalar kala huzurlarına dahil oluyorum.
Maksadım, bu kutsal gecede onunla olmak ve gecenin anlamını ön plana çıkarmak için ibadet maksadıyla bir şeyler yapmak.
Babama durumu anlatıyorum. Ama onu isteksiz görüyorum. Belki istekli ama… nazlanma ve ya kendini büyük göstermemenin olduğunu biliyorum. Bunu onun tavırlarından anlıyorum.

“Ricaederim diyorum diyorum babama. Uzak yolu senin için tepeledim. Seni ve annemi bu gibi kutsal günlerde ziyaret etmeyi görev telakki ediyorum. Ne olur 2 rek’at.”

İki rekat diyorum ve bu cümleyi arada bir yineliyorum.

Sonuç tam istediğim gibi. Çünkü kabul etti babam isteğimi.

*

İlkinde Kadir süresini, ikincide de Maun;u okuyor.

Oh ne güzel. Keza önce içim boştu. Şimdi değil. Bir çok anlar boşlukta hissettim kendimi. Artık aynı duygu yok.
Kendimi huzur dolu hissediyorum. Sahipsiz değilim, kısacası yaşadığımı anladığım andayım artık.
*
Yiyenlerim seviniyorlar. Oğuzhan’ın küçük oğlu sahurda bile uyanıyor, yanımdan ayrılmıyor.

*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder