Bu Blogda Ara

6 Ocak 2012 Cuma

İSTANBUL GÜNLÜĞÜ 5

 



*
ÖĞLEDEN SONRA (30 Haziran)
Yerimde duramıyorum. İçimdeki sesin telkinlerini dinliyorum. “Gitmeden önce o güzellikleri bir daha görmelisin” diyor içimdeki ses. Ben de; “Evet bir değil, birkaç defa daha görmeliyim. Ama anlamlıca. Yani boş gözlerle değil. Dolu dolu bakmalıyım gördüklerime.

1 ve 2 temmuz tarihlerinde yalnız gidiyorum buralara. 2. defa geziyorum Ayasofya’yı. 3. defa girmek istesem de, geri çevriliyorum. Kartım müsaade etmiyor. Belli bir zamanın dolması lazımmış.

Ayasofya'ya 2. defa girişimde, tonlar ağırlığındaki mermer bloklarının zeminden metrelerce yukarılara ustaca çıkarılışına anlam vermeğe çalışıyorum. Yasal yollardan (kişiler zorlanmadan ya da onlara cebr kullanılmadan) bu işin yapılacağı bana anlamlı gelmiyor. 6. Asrın teknolojisi ile 5 yılda böyle bir Mabedin yapılacağını kim düşünebilir?

Yoruluyor ve meydandaki (Sultanahmet meydanı) çimlerde dinleniyorum. Hintli olduklarını sandıklarım çift yanıma oturuyor. Önce, çantalarından çıkarttıklarını yiyorlar, sonra da resimlerini çekmemi istiyorlar.

*

Şu var ki, benim atalarımın eserlerindeki incelik Ayasofya’da yok. 5 yıldan daha uzun zamanda bitirilen atalarımın eserleri (Sultanahmet, Süleymaniye ve diğerleri…) mermerlere verilen incelikle hembütündür. Kişi mermerin konuştuğunu zanneder zaman zaman.

*
Posted 23rd July 2009 by

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder