Bu Blogda Ara

6 Nisan 2016 Çarşamba

çağa KIYAM

Ankara'da Bahar

Sanırım 1978 yazındaydı. Adnan’ın evindeydik. Ahmet Şirin de vardı.  Adnan evliydi. O zamanlar bir kızı bir de oğlu vardı. Ayşegül iki yaşlarında. Erdem’de bebek. Zeki kız bize doğru koşardı. Seyrettiğimiz televizyondan bazı kişilikler gösterirdik. Ayşegül, içimizden geçen doğrultuda cevaplar verirdi sorduklarımıza. Örneğin, birine köpek derken, ötekine de dede derdi. 


Kıyam

Yayınlanmakta olan bir dergi vardı: Kıyam. Derginin ilk 7 sayısı, benim ve arkadaşlarımın iradesi dışında yayınlandı. Sekizinci sayıdan sonra dergiye daha bir titizlik gösterdik. Faruk sahipliğini üstlendi. Ben sorumlu yönetmen oldum. Derginin ismi Çağa Kıyam oldu. Adnan Tekşen, Adil Kuzucu, Ahmet Şirin, Alâeddin Özgür, İsmail Doğan, Kamil ve Ökkeş Aydoğan gibi genç yeteneklerin yazılarıyla sayıları uzadı gitti.  

Evimizi Bastılar

Gece olduğunu net hatırlıyorum. Mevsim, bahar mıydı, kış mıydı? İlhami, zili çalan kapıya gidiyor. Dışarıda fakülteden tanıdığı kadın var. Hatice ablam, diyor ve kapıyı açıyor. Hatice ablası fakültede öğrenci, dışarıda polis.  Sivil giyinimli kişiler giriyor. Evde aramalar yapıyorlar.

Evimizi Neden Bastılar

Birincisi: Derginin ambalaj işlemlerinde kullandığımız bıçağı çantasına alarak fakülteye gidiyor içimizden biri. Böyle yapmasın gerekirdi. Gerekirdi çünkü zaman dardı. Arkadaş bıçakla yakalanıyor. İkincisi: İncesu’da kaldığımız evin alt sokağında daha başka öğrenci grupları otururlardı. Burada kavgalar çıktı. Bu yüzden öğrenci evlerini aradılar.  Bence, birinci seçenek daha mantıklı. Aramalar; dergilerin bulunduğu odada yoğunlaşıyor. Dergimizde, edebiyat dışı bir yazı yoktu. Sordum: Aradıkları, siyasi olup olmadığı derginin...

Genel

Öğrencilik sonrasında, taşrada  kırk yıl yaşadım.  Fakat burada edindiğim dostlar, Ankara’da geçen öğrencilik yıllarında edindiğim arkadaşlarımın üzerinde değildir.

İncesu

Öğrenciliğim süresince Ankara’da üç farklı yerde kaldım. Seyranbağlarında bir evde. Mustafa ve Ahmet Şirin, Bayram ve Yunus Nacar’la birlikte.
Öğrenciliğimin ikinci yılında; Kocatepe civarında bir yurtta kaldım. Bu yıllarda, Kocatepe Camiinin temelleri henüz yükselmekte idi.  Daha sonra İncesu denilen bir semtte kaldım. Burada en samimi arkadaşım Faruk’tu. Faruk’un kardeşi Ramazan da ev arkadaşlarımın içindeydi.

KAYBETTİKLERİM

Neyi kaybettim. En azından arkadaşlarımın birçoğunu. Adnan ve Faruk kaybettiklerimin içinde. Şaban ve Ahmet Şirin kaybetmediklerimin içinde, ya da kısmen kaybettiklerimin.

HAK

Maraş'ta bir devlet kurumunda çalışırken mahalli gazetede köşe yazarlığı yaptım. Gazetedeki köşe yazarlığım senelerce sürdü. On bir sene önce emekli oldum. Kutsal topraklara gitmem gerekince arkadaşlarımdan halellik almam gerekti ama bu iki arkadaşa (Adnan ve Faruk) ulaşamadım. Özellikle Adnan'ın bendeki hakkı büyük. Alaz'ın yayımlanmasında manevi katkısının yanında maddi katkısı da oldu. 
öncesi


















FARUK UYSAL'IN BİR GÜNLÜĞÜ


NEVRUZİYE
Bugün Nevruz, aynı zamanda Dünya Şiir Günü. Daha önceleri değişik tarihlerde kutlanana Dünya Şiir Günü, birkaç yıldır 21 Mart’ta kutlanır oldu. Doğrusu isabetli oldu. Eskiden Nevruz etkinlikleri içinde şairler de şiir okurmuş. Nevruz da okunan şiirlere NEVRUZİYE denirmiş. Bizde unutulmuş olsa da Orta Asya’da hala bu geleneğin devam ettiği toplumlar var. Bu bakımdan Dünya Şiir Gününün de 21 Mart’ta kutlanması isabetli oldu. Nevruzunuz ve Dünya Şiir Gününüz kutlu olsun. Bu kadim geleneğe uyarak ben de daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış bir şiirimi paylaşıyorum:











FARUK UYSAL'IN BİR GÜNLÜĞÜ





----------


ADİL KUZUCU 
1977 Yılı ve sonrası çağa KIYAM dergisi yazarlarından 

MORUMSU ÇİZİK

Geçmişi anımsasam
Daha yaşasam yaşasam

el açsam
ekmek istesem
bölüşürüz deseler
daha yaşasam yaşasam

Artık yaşam
Gırtlağımda morumsu biz çizik

boğazıma düğümlenen
bir hıçkırık

Ve ay ve yıldızlar ve güneş
Üflesem düşecek
 soluğum tıkanık
 ve yanan bir mum
 düğümlenmiş zaman gırtlağıma

Biline ki
güneş düşecek geceden sonra

ADİL KUZUCU

FOTOĞRAFTAKİLER: Soldan sağa/Hulusi Erdoğan, Bayram Nacar (4. Kişi), Osman Kadakal (5. Kişi), Adil Kuzucu (oturan)  

AÇIKLAMA: Şiir, çağa KIYAM dergisinin 
1977 Yılı yayınlanan 4. Sayısından alınmıştır.

öncesi




1 yorum:

  1. Sayın Faruk Uysal'ın şiirleri insana güzel bir tat veriyor.

    YanıtlaSil