Bu Blogda Ara

7 Ocak 2012 Cumartesi

HAKLAR BİRBİRİNE GİRDİ

Yapılardaki bazı hataları görmek için uzman olmaya gerek yok. Son binanın taplası… Acaba ÖFŞ’de gördü mü? S.’nin gördüğü kesin.

Şimdi aklıma geride bıraktığımız günler geliyor. Seneler önceydi. Biri mektup yazmış ÖFŞ:’ye. Mektup,
ÇİÇEK ile ilgili görsel sonucu
25 sayfa. Tehdit kokan bir mektup. ÖFŞ bu mektuptan sonra çekip gidecek oldu. Ama gitmedi. İyi ki, gitmedi.

Zaman zaman çekip gittiğini hayallerim. Çekip gittiğinde geride bırakacağı boşluğu düşünürüm. Acaba derim kendi kendime, geridekiler öksüz kalır mı?
Şayet gitseydi, yokluğunda oluşacak boşluk doldurulabilecek miydi? Sessiz kalırdı, kimsesiz kalırdı çok şey. Kim arar kim sorar? Zile basan mı olurdu? Neler alır giderdi içimizden.

İyisi mi baştan düşünmek gerekti bunları. Böyle bir boşluk oluşacak mı ki? Kimse kuralları çiğnemek istemez.

Sitedeki işçilik konusunda oluşan problemi çözmek için Salı günü Nehir denilen Müdürün huzuruna çıkmak gerekecek. Ben bu işin uzağındayım. Oh ne iyi! İyi, çünkü son günlerde Nehir’le aram limoni. Küstüm ona. Bunu kendi de biliyor. Biliyor ama çare yok gibi. Yapılandan geri dönmek imkansız. Aylar önce söz vermişti. Oğlumu alacaktı oraya. Gereksiz masraf etmem de bu yüzden oldu. Neticede siyasilerin hışmına uğradık. Ah siyasiler, kul haklarını düşünmezler mi?
O da, ben de biliyoruz bunu. Bilmiyorum telafisi olacak mı?
Sanırım bu problem sunnidir. Kısa zamanda eski dostluğumuz yeniden başlayabilir.

İşyerinde, Nehir Müdürün Elma Armut Kelmahmut adında bir personeli varmış. Karışık işleri çözmekte mahirmiş. Bu işi de ancak o çözermiş. Ama söylentiye göre Nehir, personelinin bir maharet gösterip Sitenin işini çözmesine karşıymış.

Anlatılanları can kulağı ile dinledim, fakat ileri atılmadım. Kelmahmut hakkında daha önceki duyduklarım beynimde canlandı. Aylar önce çok şey duymuştum Kelmahmut hakkında. Duyduklarımdan bazıları; Kelmahmut Siteye göz dikmiş. ‘orada rant var,’ demiş kendi kendine. Sitenin işini çözüp (olmayan) rantın başına yerleşecekmiş. Yani yönetimi ele geçirecekmiş.
*
İçimizden avukat olanımız dedi ki, işin çözümü için Hocanın torununa gidelim.
*
Sanırım Hocanın torunu Dulkadiroğlunun Müdürü.
*
Başkanıma selam olsun diyor içimizden biri. Bilmiyorum bu sözü içten gelerek söyledi, bilmiyorum kerç olarak. Ama söyledi işte.
*
Salı gününe rendavu vermiş sayın Başkan. Adamını da alıp gelecekmiş.

Seneler oldu, diyor biri: Hani gezmiştik. Konuşmanın ortasında söze giriyordu. Kendinin alanına girdiğini biliyordu da giriyordu. Hiç te kötü niyetli birine benzemiyordu. Değil, aksine iyi niyetli ama adamlarının güdümünde. Güdümünde değilse bile çabuk kanabilen saf ve iyi niyetli. Yani herkesi kendi gibi görüyor.

İçimizden biri diyor ki, bir sırada yedi apartman var. Yani 420 kişi oturur bir sırada. Eğer o apartmanların önünü asfaltlarsan 2000 kişiye hizmet edeceksin. Şehrin başka bir mahallesinde bu sayıya ulaşmak için 10’a yakın sokak gezeceksin. Biri söze atılıyor. Burada yaşayanlar Belediyeye vergi vermiyorlar mı ki… Bizlerin vergisi Belediyeye geliyor. Belediye paramızı başka mahalleye harcıyor. Yani haklar bir birine girmiş durumda.

Biri de burada sözü alıyor; bu hakları ancak hac kurtarır.

Hayır diyor öteki, hac ve umre kurtaramaz.

*

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder